Üsküdar Belediyesi Balaban Tekkesi Kültür Evinde her ay gerçekleştirdiğimiz Anadolu Buluşmaları’nın mayıs ayı konuğu gazeteci-yazar Ahmet Kekeç oldu.
Geçtiğimiz aylarda Nevzat Çiçiek, Yıldız Ramazanoğlu, Prof. Dr. Fatih Andı, Celal Fedai gibi isimlerin ağırlandığı ve Hüseyin Karaca’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen sezonun son buluşmasında, yazı hayatına nasıl başladığından kitaplarına, ülke gündemindeki gelişmelerden edebiyata birçok konuya değinen Ahmet Kekeç, özellikle edebiyat ilgisinin köşe yazarlığını farklılaştırdığına ve beslediğine değinerek edebiyatın kendisi için önemine vurgu yaptı.
“Gazetecilik yazınsal bir tatmin sağlamaz”
Hüseyin Karaca’nın, Kekeç’in bir kitabının ismine atıfla sorduğu “hala tedavi görüyor musunuz?” sorusuyla başlayan programda Ahmet Kekeç öncelikle bu işi öğretmenlik, reklamcılık gibi bir meslek olarak gördüğünü ve kendisinin de haber peşinde koşan sektörel anlamda bir gazeteci olmayıp mevcut bir haberi yorumladığını belirtti. “Yaptığım iş, her şeyden önce hem zaman hem de zihin olarak tüketen bir şey. Ben ağırlıklı olarak polemik yazıyorum ve polemik yazmak hem çok zor hem de bir yazı için saatlerce okuma yapmak gerekiyor. Hakaret etmeden, iftira atmadan kendi çelişkisi ve hatasıyla muhatabınızı söz söyleyemez duruma getiriyorsunuz.” diyen Kekeç, edebiyat bahsinde de şöyle konuştu: “Edebiyat kamusundaki arkadaşlar beni edebiyatın dışında sayıyor ama ben hem eserlerimle hem de güncel edebiyatı takip mesafemle onların bir çoğuna göre daha fazla içindeyim edebiyatın.”
“Sözleri nedeniyle hedef haline getirilen gazeteciler yerine, bunları gündeme getirenlerin arka planda neler yaptığını, neleri gizlediğini düşünmek lazım”
Dinleyicilerin gündeme özellikle medyadaki bazı isimlerin kamuoyunda tepkiyle karşılanan çıkışlarına, tasfiye tartışmalarına ilişkin sorularına da cevap veren Ahmet Kekeç, şöyle konuştu: “Çok gereksiz, bir çoğuna benim de katılmadığım seviyesiz bazı tartışmalar olduğu doğru. Ama bir de şu açıdan bakmak lazım: Bu çıkışlarda bulunanları gündem haline getirenler kimler? Neden bu kadar önemsiyor ve dikkate alıyorlar? Bunlar suni tartışmalar olmasına rağmen görmezden gelmek yerine neden büyütülüyor? Acaba arka planda bir şeyleri gizleme telaşı mı var?”
Programda bir anısını da paylaşan Kekeç, yıllar önce İmza dergisinde hakkında yazdığı Turan Dursun’un bir süre sonra arayarak kendisiyle buluşmak istediğini ve buluştuklarında da beş saate yakın konuştuklarını anlattı. “Sert bir yazıydı ve belli ki rahatsız olmuş, buluşmak istemiş. Çok uzun konuştuk. Çok kısa bir süre sonra da öldürüldü. Belki de son görüşenlerden biriydim. Ama biraz önce bahsettiğim gibi haberci bir gazeteci olmadığım için o görüşmeden sonra not almak aklıma gelmemişti.” dedi.
Programın sonunda, geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Apartmanı ismiyle yeni kitabı yayınlanan Ahmet Kekeç, uzun yıllardır üzerinde çalıştığı iki romanın da müjdesini verdi.