“Anadolu Buluşmaları” etkinliği kapsamında, 4 Şubat Perşembe akşamı şair Mürsel Sönmez konuğumuz oldu.
“Bankasız bir dünya hayali kuruyordum. Arıza bir çocuktum. Filipinler’i, Eritre’yi, Moro’yu,Filistin’i düşünüyordum. Mavera dergisinde şiirler yazdım. Müştehir Karakaya ile omuz omuza Kardelen dergisini kurduk” diyerek söze başlayan Sönmez; Kardelen Dergisi’nin 36 sayı sürdüğünü belirterek, şu bilgileri verdi:
“Kardelen Dergisi bıçkın, kır gerillasıydı. Hama’yı, Şam’ı, Filistin’i yazıyorduk. Dergi kapandıktan sonra yazarları olarak ‘Ey Yürek” adlı bir antoloji yayınladık. Bunun geliriyle cezaevlerindekilere paralar gönderiyorduk. Biz kesinlikle hiçbir ırkçı, faşizan eğilim içine girmedik. O dönem ümmetçi ve evrenselci bir yaklaşımla siyasi bakışı da dillendiren bir ekiptik. Biz hiçbir zaman işlevsiz bir edebiyata inanmadık.”
Nurettin Durman’la Kardelen Dergisi kapandıktan sonra Düş Çınarı adlı dergiyi çıkardıklarını söyleyen Sönmez, “Dergi çıkarmak aynı zamanda tiryakilik ve bir ordu kurmak gibi anlamlara da geliyor. Hem varoluşsal anlamda kendinde olanı zuhur ettirmek hem de gönülleri yan yana olan insanların bir arada bulunması açısından bir vesiledir” ifadelerini kullandı.
Mürsel Sönmez, halen yayınlanmakta olan Bir Nokta dergisine ilişkin de şunları söyledi:
“Bir Nokta dergisi bir barikat gibi halen varlığını sürdürüyor. Yaş ilerledikçe bazı doğrularınız demleniyor. Sonra zaman geliyor. Dünyanın en büyük makamının garibanlık olduğunu anlıyorsunuz. Ondan sonra yaralara merhem olmaya çalışıyorsun. Bu sefer sen yaralanıyorsun. Bu tarz işlerle Bir Nokta Dergisi yayın hayatına devam ediyor. Edebiyat bahanesiyle bir dostluk oluşturup, birlikte bir türkü söylüyoruz.”
Sönmez, söyleşinin ardından dinleyicilerin sorularını yanıtladı.