Kültür ve düşünce dünyamızın önemli isimlerini konuk ettiğimiz “Anadolu Buluşmaları” 2016 yılının ilk programını Gazeteci – Yazar ve TRT Arapça Koordinatörü Turan Kışlakçı’yla gerçekleştirdi.
“Ortadoğu’da Siyaset ve Edebiyat” başlıklı programda, bölgedeki son gelişmeler, ülkelerin konumları ve toplumsal yapılar hakkında önemli bilgiler veren Kışlakçı, çok yoğun bir şekilde gündeme getirilen mezhep çatışmalarının aslında tarihi çok eskilere dayanan bir Arap-Fars mücadelesi olduğunu belirtti. Esprili bir şekilde, bunun sebebinin büyük ölçüde edebiyatçılar, şairler olduğunu söyleyen Kışlakçı “Şaka bir yana Farslar, Arapları çok tahkir etmiştir. Bu doğrultuda geniş bir edebiyat literatürü mevcuttur.” dedi. Çatışmaların Şii-Sünni çatışması olarak yansıtılmasının yanlışlığına işaret edip, böyle yansıtılmasının maksatlı olduğunun altını çizdi ve “Biz de bunu böyle ifade edersek, bu algının yerleşmesine alet olmuş oluruz.” uyarısında bulundu.
Konuşmasında ağırlıklı olarak Ortadoğu ülkelerini tek tek ele alarak her birinin toplum yapısını, dönüşümlerini edebi eserlerindeki yansımaları üzerinden anlatan Turan Kışlakçı, “Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında Arap dünyasındaki tüm ülkelerde bir cezaevi edebiyatı sözkonusu. Her ülkede, cezaevi şartlarını, oradaki işkenceleri anlatan çok sayıda roman yazılmış, yayımlanmış.” diye konuştu.
Bir dinleyicinin Ortadoğu ülkeleri arasındaki yazın farkları konusundaki sorusu üzerine, örneklerle cevap veren Kışlakçı, “Bizde Arap dünyası denildiğinde akla ilk olarak körfez ülkeleri gelir. Fakat burada edebiyat, yazın hayatı son derece zayıftır. Ama son yılarda buralarda da bu anlamda bir hareketlilik, yükseliş sözkonusu. Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkelerde ciddi edebiyatçılar çıkıyor ve ödüller alıyorlar.” dedi. Yemen, Cezayir, Fas, Mısır, Suriye, Irak gibi ülkelerdeki güncel edebiyat eserleri ve çağdaş yazarlardan somut örnekler de veren Kışlakçı şu ifadelerde bulundu: “Maalesef ülkemizde Arap yazın dünyası çok geriden takip ediliyor. Geçmişten beri süregelen İslami düşünce eserleri dışında, edebi anlamda üç-beş ismin kitapları çevriliyor. Oysa Arap Baharı sonrasında, bu süreçleri işleyen çok önemli ve benim çevirisi yapılmasını çok istediğim romanlar var. Enteresandır, devrimden önce Mısır Devrimini konu alan eserler, batıda da çok ses getiren kitaplar var.”
Arap Baharı isimli bir kitabı bulunan ve aynı zamanda Anadolu Yazarlar Birliği’nin de bir üyesi olan Turan Kışlakçı, dinleyicilerin; bölgedeki son yıllarda yükselen tansiyon ve artan çatışmalara dair soruları karşısında da son derece derinlikli ve önemli tespitlerde bulundu.